Haber Bandı Gündem 11 saat savunma yaptılar! İzmir’de elektrik akımına kapılan 2 kişinin öldüğü davanın ilk duruşması görüldü...
11 saat savunma yaptılar! İzmir’de elektrik akımına kapılan 2 kişinin öldüğü davanın ilk duruşması görüldü...

Tutuklu sanıkların savunmalarının alındığı duruşma 11 saat sürerken, mahkeme başkanı ara verip davayı ertesi güne erteledi. Sanıkların savunmaları ise dikkat çekti.

06 Eylül 2024 - 00:06

11 saat savunma yaptılar! İzmir’de elektrik akımına kapılan 2 kişinin öldüğü davanın ilk duruşması görüldü...

İzmir'in Konak ilçesinde sağanak yağış esnasında elektrik akımına kapılan 2 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin haklarında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan dava açılan ve 22,5 yıla kadar hapis cezaları istenen 13'ü tutuklu 42 sanık ilk kez hakim karşısına çıktı. 

İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıkların tamamı salonda yer alırken; tutuksuz sanıkların bir kısmı salonda hazır bulundu, bazıları ise SEGBİS ile duruşmaya bağlandı. 

Ayrıca duruşmaya, KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, KKTC İzmir Başkonsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu, taraf avukatları ile aileler katıldı. 

Duruşmada, savcılık makamını İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Necati Kayaközü temsil etti. 

İkinci oturuma, AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ve MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin de katılarak celseyi izledi.

TUTUKLU SANIKLARIN İFADELERİ

Mahkeme başkanı, iddianameyi ve suçlamayı söyledikten sonra sanıklara söz verdi. 

İlk söz verilen tutuklu sanık olan sorumlu şirketin teknik şef olarak çalışan Ahmet Orhan Kaygısız, "Olay yerinde 2015 yılında yürütülen çalışmadan haberim yok. 9 Ocak'taki çalışmalardan haberim yoktu, benim birimime ihbarlar gelmez. Arıza onarımda hiç bulunmadım. Yetki ve sorumluluk alanım farklı. Saha ekipleri bana bağlı değil." diye savunma yaptı.

“KABLO DERİNLİĞİ OLMASI GEREKTİĞİ GİBİDİR”

Tutuklu sanıklardan sorumlu şirketin Arıza Onarım Müdürü Ali Külak da, "Yaşanan acı olaydan dolayı çok üzgünüm. Hayatını kaybedenlere başsağlığı diliyorum. Bir acı başka acıyla törpülenmez. İddianameyi okuyunca çok şaşırdım. 9 yıldır sorunsuz işleyen bir tesisin inşasından suçlanıyorum. Sorun dış etkenlerdir. Kablo derinliği olması gerektiği gibidir. Ben idare kısmındayım. Ben sorumluluğumun olmadığını düşündüğüm şeyler nedeniyle tutukluyum. Suçlamayı kabul etmiyorum." açıklamasında bulundu.

“SORUMLULUĞUMUN OLMADIĞI KONULARDAN BURADAYIM”

Tutuklu sanık, İZSU'nun ihalesini alan özel bir firma sahibi Arif Kapuş ise "Ben sahada yer almadım. Uzman bir ekip kurdum. Teknik şartnameye göre uygun malzeme kullandık. Bilirkişi raporuna göre uygun malzeme kullanmadığım gerekçesiyle buradayım. Nasıl tespit edilmiş, gözlemle. Ben uygun malzemeyi laboratuvarda test ettirdim. Bilirkişi raporu sayesinde buradayız. Rapora itiraz ediyorum. Sorumluluğumun olmadığı konulardan buradayım. Tahliye ve beraat talep ediyorum." dedi.

İZSU DAİRE BAŞKANI SORUMLU ŞİRKETİ SUÇLADI

İZSU'da Kanalizasyon Daire Başkanı tutuklu sanık Barış Koç ise şunları söyledi:

"3 şube müdürü 450 personelle İzmir genelinde hizmet veriyoruz. 2 vatandaşın yaşamını yitirdiği vahim olay sonrası alelacele bilirkişi raporu hazırlandı. Elektrik kablolarının yüksekliği konusunda da kamuoyunda yanlış bir algı var. 21 Aralık 2023 tarihinde bir esnaf, yol üzerinde açık bir kablo olduğunu sorumlu şirkete bildiriyor. 9 Ocak 2024 tarihinde bir vatandaş, yerden dumanlar çıktığını ihbar ediyor. Sorumlu şirket müdahale ediyor. 1 hafta sonra aynı yerden duman çıkıyor. Bu süreçte kimse İZSU'yu arayıp ihbarda bulunmamıştır. Kronik bir sorun. Bölgedeki esnaf, sorunu en iyi bilendir. Sorumlu şirket burada geçici veya hiçbir işlem yapmamıştır. Biz 4 Ocak'ta oraya mazgalı koymasaydık yine de bu yaşanabilirdi. Tahliye ve tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum." 

Duruşmaya verilen aranın ardından tutuklu sanıkların savunmaları devam etti. 

“KABLOYU OYNATMADIK”

Sanıklardan Barış Sevgili, mazgal ihalesini alan firmada işçi olduğunu belirterek, "Talimatlar doğrultusunda hareket ettik. Uygulama esnasında sahada çalıştım. Kabloyu oynatmadık. Askıda sabit tuttuk. Kablolara zarar vermedim. Tahliyemi talep ediyorum." diye konuştu.

İZSU'nun ihaleyi verdiği taşeron firmada mühendis olan tutuklu sanık Doğan Kılıç da savunmasını şu şekilde yaptı:

“ZARAR VERSEYDİK, BİZİM ARKADAŞLARIMIZI ELEKTRİK ÇARPACAKTI”

"Çalıştığım firma, İZSU ihalesi almıştır. Şantiye şefi olarak görev yaptım. Bize yer gösterilir. Biz de çalışırız. Bilirkişi raporu hatalıdır. Hiçbir zarar vermedik. Kabloya zarar verdiğimiz söyleniyor. 3-4 Ocak çalışma görüntülerimiz mevcut. Zarar vermediğimiz görülebilir. Zaten zarar verseydik, bizim arkadaşlarımızı elektrik çarpacaktı. Bizden sonra İZSU ve sorumlu firma çalışma yapmış orada. Neden sadece bizim zarar verdiğimiz söyleniyor? Bizim oraya attığımız beton, 9 Ocak'ta sorumlu firma çalışmaları sırasında kırılmıştır. Kablolar o nedenle araya sıkışmıştır. Kaldı ki hatamız olsa İZSU işimizi onaylamaz. Bilirkişi raporu hatalıdır. Yeni bir bilirkişi raporu alınmasını talep ediyorum."

“MESAİM BİTMESİNE RAĞMEN ARIZA KAYDI AÇIP, ÇALIŞMAYA BAŞLADIK”

Sorumlu firmada arıza onarım ekibinde işçi olarak çalışan tutuklu sanık Fırat Akbay, "9 Ocak'ta esnaf durdurdu. Mesaim bitmesine rağmen arıza kaydı açıp, çalışmaya başladık. Enerjiyi kesip müdahale ettik. Çalışmayı tamamladık, kapadık." dedi.

Akbay'ın vekili müvekkilinin olaya neden olan patlak kabloda değil, arızalı başka bir kabloyu onardığı için sorumluluğu bulunmadığını söyledi.

“BİLGİM YOK”

Sorumlu firmada arıza onarımın bölge yöneticisi olarak çalışan Mehmet Fatih Tosun, sahada uzman ekipleri çalıştığını dile getirerek "Olaya konu olan yerdeki arıza ve onarım çalışmalardan bilgim yoktur. Detayları, gözaltında öğrendim. 7/24 süren bir organizasyonda yapılan çalışmaları ve riskleri bilmem mümkün değildir. İddianamedeki suçlamaları kabul etmiyorum. Sorumluluğum olduğunu kabul etmiyorum." dedi.

Bir sanık avukatı, Mehmet Fatih Tosun'a, bir TV kanalına verdiği röportajda İZSU'nun 4 Ocak 2024'te bölgede yaptığı çalışmalarda kablolara zarar verdiğine ilişkin ifadelerini sordu. 

Tosun, "4 Ocak'ta İZSU'nun orada çalışma yaptıktan sonra kablonun mazgala sıkıştığını bilirkişi raporunda gördük. Röportajda gösterdiğim kablo o kablo. O kablo benim elime nasıl geçti? Bilirkişiyle alandayken o kabloyu alıp almayacaklarını sordum. Almayacaklarını söylediler. Ben de ekip arkadaşlarıma ileride kanıt olabileceği düşüncesiyle almalarını söyledim." dedi. 

Bunun üzerine soruyu soran avukat, davaya müdahil olan İzmir Barosu’na çağrı yapıp, "delillerin karartılması" noktasında işlem başlatılmasını, ayrıca kablonun getirilip yeni bir bilirkişi tarafından incelenmesini talep etti.

Tutuklu sanıklardan İZSU çalışanlarından Mehmet Zeki Aytulun da, "Suçlamayı kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum." dedi.

“7/24 ÇALIŞAN SİSTEMDE BÜTÜN SAHA ÇALIŞMALARINI KONTROL ETMEM İMKANSIZ”

Sorumlu firmada arıza onarım mühendisi tutuklu sanık Mert Ceylan ise idari işlerde görev yaptığına dikkat çekerek, "Sahada çözülemeyen bir durum olduğunda teknik şeflere bildirirler. Eğer çözüm üretemezse, bana iletebilir. 2 aylık iş deneme süremde bana çözülemeyen bir ihbar iletilmemiştir. 10 aylık süreçte burada herhangi bir arıza olmamıştır. Sadece 9 Ocak’taki çalışma vardır. Çok sık ihbar gelirse, biz arıza onarımla çözülemeyecek bir şey olduğunu ve kabloların yenilenmesi gerektiğini belirtiriz. 7/24 çalışan sistemde bütün saha çalışmalarını kontrol etmem imkansızdır." ifadelerine yer verdi.

“BİZİM ONARDIĞIMIZ BAŞKA BİR KABLO”

Sorumlu firmada arıza onarım biriminde işçi tutuklu sanık Mesut Türkan da, "Biz bir arıza ve kaçak olduğunu gördük. Enerjiyi kestik, kaçağın gittiğini gördük, kablo arızamızı giderdik. Daha sonra bir kaçak yoktu. Bizim onardığımız başka bir kablodur. Ölüme sebep olan başka bir kablodur. Bizim onardığımız kablo 20 santimetrede değil, daha aşağıdadır. Alttaki betonu biz kırmadık. Biz sadece köşedeki betonu kırdık. Onun da kazayla ilgisi yoktur." diye konuştu.

İZSU Kanalizasyon Daire Başkanlığı’nda şube müdürü olan tutuklu sanık Ömer Karabilgin ise "Yaptığım araştırmalar neticesinde burada 4 Ocak tarihinde bir imalat yapıldığı bilgisi var. Daha sonra sorumlu firma tarafından bir işlem görünmektedir. 14 Temmuz'da gözaltına alındım. Sonrasından itibaren mağdur durumdayım. Beraatimi talep ediyorum." dedi.

DURUŞMA 11 SAAT SÜRDÜ

Sorumlu firmanın arıza birimi çalışanlarından tutuklu sanık Yavuz Üner, "Günlük gelen mailleri yanıtlarım. Gelen arıza taleplerini incelerim. Ekip arıza kayıtlarını bize bildirir. Biz 08.00'de işbaşı yaparız. 07.00'da gelen arkadaşlar arıza taleplerini iletirler. Biz de taleplerin yönlendirmesini yaparız. Bizim çağrı merkezine gelen günlük arızalarımız var. Olay yerinin olduğu yerden sürekli değil, 2019 ve 9 Ocak tarihinde ihbar geldi." dedi.

Tutuklu sanıkların savunmalarının alındığı duruşma tam 11 saat sürerken, mahkeme başkanı ara verip davayı ertesi güne erteledi.

Kaynak İHA
YORUMLAR
{{ commentList.length }} Yorum
YORUM YAP

Seç