Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Asgari ücreti bir komisyon erbabıyla belirliyoruz. Benim bu aşamada bir değerlendirmede bulunmam doğru olmaz. Ben bunu daha önce de söyledim. Gönül ister ki katma değeri yüksek ürünler üretelim, verimliliğimiz çok yüksek olsun, teknolojik boyutu çok yüksek olsun, asgari ücretimiz bunun çok çok üstünde olsun” dedi.
16 Kasım 2024 - 01:18
AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Gelir İdaresi Başkanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Kamu İhale Kurumu'nun Sayıştay raporları ve bütçeleri görüşüldü.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe görüşülmeleri çerçevesinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Bakan Şimşek, en çok tartışılan konulardan bir tanesinin gelir dağılımı ve enflasyon tahminleri olduğunu belirtti.
‘ENFLASYON, GELİR DAĞILIMINI BOZUYOR, ALIM GÜCÜNÜ DÜŞÜRÜYOR’
Son 22 yılda yoksulluğun azaltılması ve gelir dağılımının iyileşmesi için önemli adımlar atıldığını kaydeden Şimşek, uygulanan politikalar sayesinde gelir dağılımı göstergelerinde yakın döneme kadar önemli iyileşmeler olduğunu ifade etti.
Şimşek, “Mesela en yüksek gelire sahip yüzde 10'luk grubun harcanabilir gelirden aldığı payın en düşük gelire sahip yüzde 10'luk grubun payına oranı yüzde 17,7 iken 2023'de 13,8'e kadar düştü. Son dönemde enflasyon kaynaklı bir miktar bozulma var. Rakamlara önümüzdeki dönemde yansımaya devam edecek.” açıklamasında bulundu.
Yüksek enflasyonun gelir dağılımını bozduğunu, alım gücünü düşürdüğünü ve büyümenin kapsayıcılığını azalttığını söyleyen Şimşek, programı tasarlarken en önemli hedeflerinin fiyat istikrarı olduğunu kaydetti.
"AMACIMIZ ENFLASYONU TEK HANEYE DÜŞÜRMEK"
Enflasyonun düşmesi için gerekli politika çerçevesinin şekillenmesinin ve para politikasının yeniden inşasının zaman aldığını aktaran Şimşek, “Bugün geldiğimiz noktada koşullar artık kalıcı bir şekilde dezenflasyona elverişli. Biz bu süreci üç aşamalı olarak planladık. İlk yıl dezenflasyona geçiş dönemiydi yani işte politika inşa süreci. Şu anda biz bir dezenflasyon dönemindeyiz. Son dönem özellikle 2026 ve sonrası istikrar dönemi olacak. Yani artık tek haneye doğru evrildiği ve kalıcı bir şekilde enflasyonun kontrol altına alındığı dönem olacak. Amacımız enflasyonu tek haneye düşürmek. Kalıcı olarak tek haneye düşürmek. Çünkü fiyat istikrarının tanımı da budur.” ifadelerine yer verdi.
"ENFLASYON TAHMİNİ YAPAN KURUMLARIMIZA GÜVENİYORUZ"
Şimşek, uluslararası kuruluşlarda olduğu gibi kendi tahminlerinde de değişiklikler olduğunu belirterek, "Merkez Bankamız yüzde 70 olasılıkla enflasyon şu olacak diyor. Orada bir olasılık durumu söz konusu. Çünkü küresel ve yurt içi konjonktüre ilişkin bir takım varsayımlar yapmak zorundasınız ve bu varsayımlar zamanla da değişebiliyor. Şartlar değişebiliyor. Bakan olarak benim tahmin yapma imkanım yok. Son OVP'de Merkez Bankamız yıl sonu enflasyon tahminini söyledi. Strateji Bütçe Başkanlığı ise başka bir tahmin söyledi. Biz de kurumlarımızın, tahminlerimizin ortalamasını aldık. Dolayısıyla biz bu konuda yetkin kurumlarımıza güveniyoruz ve inanıyoruz.” şeklinde konuştu.
Kur Korumalı Mevduat'ın (KKM) TCMB'ye devredilmesine ilişkin konuşan Şimşek, KKM'nin Merkez Bankası'nın para politikası, döviz politikası ve rezerv yönetimiyle ilişkili bir konu olduğunu belirterek, uygulamaya ilişkin usul ve esasların TCMB tarafından belirlenmesi ve yönetilmesinin daha uygun olacağını dile getirdi.
DEPREM BÖLGESİNE 70 MİLYAR DOLAR
Kamu harcamalarına ilişkin kendisine yöneltilen sorulara da yanıt veren Şimşek, “Doğrusu deprem harcamalarına ilişkin zaten bizim bir tasarrufta bulunmamız söz konusu değil. Tamamen ne kadar harcanabiliyorsa harcanıyor. Ortalama dolar kuru üzerinden muhtemelen son iki yılda yaklaşık neredeyse 70 milyar dolar civarında bir kaynak depreme harcanmış olacak. Hiçbir sorunu olmayan bir ülkede dahi siz eğer milli gelirin yüzde 6'sı kadar bir kaynağı bir felakete harcarsanız, orada alan sınırlıdır. Dolayısıyla bizim bütçe esnekliğimiz çok yüksek değil. Bunları bilmenizde fayda var. Bütçe harcamalarımızın yüzde 41.6'sı personel ve bu personelin sosyal güvenlikle ilgili prim transferlerine gidiyor. 2025 yılında bütçe açığını azaltacağız ve bunun sayesinde de biz mutlaka Merkez Bankası'nın dezenflasyon sürecini çok daha güçlü bir şekilde destekleyeceğiz.” diye konuştu.
“GÖNÜL İSTER Kİ ASGARİ ÜCRETİMİZ BUNUN ÇOK ÇOK ÜSTÜNDE OLSUN”
Asgari ücrete ilişkin birçok değerlendirmelerin yapıldığını ifade eden Şimşek, “Asgari ücreti bir komisyon erbabıyla belirliyoruz. Benim bu aşamada bir değerlendirmede bulunmam doğru olmaz. Ben bunu daha önce de söyledim. Gönül ister ki katma değeri yüksek ürünler üretelim, verimliliğimiz çok yüksek olsun, teknolojik boyutu çok yüksek olsun, asgari ücretimiz bunun çok çok üstünde olsun. Biz oraya ulaşmak için zaten yapısal reform gündeminde en büyük başlığı ARGE'ye, teknolojik dönüşüme, yeşil dönüşüme, dijital dönüşüme ayırdık.” dedi.
“ÇALIŞANLARIMIZI HİÇBİR ŞEKİLDE ENFLASYONA EZDİRMEDİK, EZDİRMEYECEĞİZ”
En düşük memur maaşında reel artışın son 22 yılda dolar bazında yüzde 238'ten yüzde bin 139 dolara çıktığını söyleyen Şimşek, "En düşük emekli maaşındaki reel artış yüzde 543 ve dolar bazlı artış yüzde 812, yani 40 dolardan 363 dolara. Asgari ücrette reel artış yüzde 212. Dolar bazlı artış yüzde 343. 112 dolardan 494 dolara çıkmış bugün itibariyle. Özetle, çalışanlarımızı hiçbir şekilde enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz.” diye kaydetti.
Vergi harcamalarının 853 milyar lirasının asgari ücretin vergi dışı bırakılmasından kaynaklandığının altını çizen Şimşek, yatırım teşviklerinin 536 milyar lira olduğunu söyledi.
Son 22 yılda gelir belgesi tarifesinin en alt dilimini yüzde 22'den yüzde 15'e düşürdüklerini dile getiren Şimşek, en üst dilimini yüzde 35'den yüzde 40'a çıkarttıklarını hatırlattı.
“HİÇBİR ŞEKİLDE NE BİREYLERİN NE DE ŞİRKETLERİN VERGİLERİNİ SİLME YETKİM YOK”
Türk vergi hukukunda hiçbir bakanın veya idarenin vergi borcunu silme yetkisinin olmadığının altını çizen Şimşek, vergi silme yetkisinin sadece Meclis'e ait olduğunu söyledi.
Vergi borçlarının silindiği yönünde yapılan eleştirilere de yanıt veren Şimşek, “Türk vergi hukukunda hiçbir bakanın veya idarenin vergi borcunu silme yetkisi yok. Bakanın vergi silme yetkisi yok. Vergileri silme yetkisi sadece ve sadece Yüce Meclisi'ndir. Hiçbir şekilde ne bireylerin ne de şirketlerin vergilerini silme yetkim yok benim. İyi ki yok. Eğer söylediğiniz husus uzlaşma müessesesi kapsamında yanlış olduğu değerlendirilen raporlar kapsamında bir takım düzeltmeler ise o 1963'de getirilmiş. Ben bakan olduktan sonra, 1963'den beri yürürlükte olan bu kanunun aksine, ‘bundan sonra uzlaşmalarda ana parada hiçbir şekilde indirim yapılamaz' diye kanunu getirdik. Dolayısıyla ben vergi borcunu asla silmedim. Çünkü ben hiçbir şekilde böyle bir sorumluluk üstlenmem.” diye konuştu.
‘Vergi borcunu ödemeyenlere doğrudan elektronik haciz uygulanıyor’ şeklindeki değerlendirmelerin söz konusu olmadığını aktaran Şimşek, ilgili kişiye haber verilmeden asla doğrudan doğruya e-haciz uygulanmadığını belirtti.
21 Kasım 2024 - 11:20
20 Kasım 2024 - 19:20
20 Kasım 2024 - 14:59
20 Kasım 2024 - 13:01
YORUMLAR
{{ commentList.length }} Yorum{{ item.name }}
{{ item.date }}
Henüz yorum yapılmamış.
YORUM YAP