Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yapay zekayla ilgili olarak, "İçerik sağlayıcılarının ve yer sağlayıcılarının bu konuda sorumluluğu vardır. Erişimin engellenmesiyle ilgili prosedürler işletilir. Bu kapsamda da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı böyle bir prosedürü işletmiştir" dedi.
09 Temmuz 2025 - 13:38
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti TBMM Grup Toplantısı öncesinde basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
X'in yapay zekası ‘Grok’, nefret içeren söylemleri nedeniyle küresel çapta tepki çekmişti.
Türkiye’de de dini ve toplumsal hassasiyetlere yönelik yanıtları eleştirilen Grok’un bazı içerikleri silinirken; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma başlatarak, erişim engeli kararını BTK'ya göndermişti.
Konu ile ilgili görüşleri sorulan Tunç, şunları söyledi:
“SUÇ TEŞKİL EDER”
"Yapay zeka ile ilgili olarak tabii, son zamanlarda, özellikle yapay zeka kaynaklı internet ortamında, kişilik haklarını ihlal eden, suç teşkil eden birtakım paylaşımlar yapılmaya başlandı.
Tabii burada 56-51 sayılı internette suç işlenmesinin önlenmesine dair kanunumuz var bizim. Bu kanunda içerik sağlayıcıların ve yer sağlayıcıların sorumlulukları var.
GROK’la ilgili, paylaşımlarla alakalı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bir soruşturma başlatmış bulunuyor. Burada, Cumhurbaşkanımıza hakaret, 5816 sayılı kanun, Atatürk'ün manevi şahsiyetine hakaret ve, halkın dini değerlerini aşağılama ve kişilik haklarının ihlali yönünden Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlatmış olduğu bir soruşturma söz konusu.
Burada özellikle yapay zeka ile ilgili olarak şunu söylemek lazım: Tabii yapay zeka bir kişilik değil. Burada bir gerçek kişinin cezalandırılabilmesi için yapay zekayı arka planda üreten, onun algoritmalarını belirleyen, özellikle yönlendiren kişilerin tespiti halinde, eğer yapay zeka aracılığıyla bir suç söz konusuysa, nasıl gerçek hayatta ve Türk Ceza Kanunu'na göre suç teşkil eden bir fiili yapay zekayı kullanarak işlediğiniz zaman, yapay zekayı kullanarak bir dolandırıcılık, yapay zekayı kullanarak bir hakaret, kişilik haklarına saldırı, yapay zekayı kullanarak bir terör propagandası yaptığınız durumda, nasıl Türk Ceza Kanunu'na göre, ilgili kanunlara göre suçsa, bu suç teşkil eder.
“İÇERİK VE YER SAĞLAYICILARININ SORUMLULUĞU VAR”
Bu anlamda 56-51 sayılı İnternet Kanunumuzda içerik sağlayıcıların ve yer sağlayıcıların sorumlulukları belirlenmiş. Eğer bir yapay zeka paylaşımını, bulunduran, barındıran bir yer sağlayıcı varsa, ki bu, internette biliyorsunuz, X platformu var, YouTube var, diğer, platformlar var. Bunlar bu içeriği barındırıyorsa, bunun yapay zekadan geldiği şeklinde bir, kanuna muafiyeti söz konusu olmaz.
Dolayısıyla içerik sağlayıcılarının ve yer sağlayıcılarının bu konuda sorumluluğu vardır. Erişimin engellenmesiyle ilgili prosedürler işletilir. Bu kapsamda da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı böyle bir prosedürü işletmiştir.
Tabii yapay zekayla ilgili meclisimizde bir komisyon kuruldu. Bu komisyonun, ulaştığı sonuçlar da var., her ne kadar İnternet Kanunumuz, bu şekilde suç teşkil eden paylaşımları ortadan kaldırmaya yönelik ve sorumluluklar bakımından hükümler ihtiva ediyorsa da, yapay zekayla ilgili özel hükümler ihtiva eden bir mevzuat düzenlemesine de ihtiyaç var. Bu konuyu tartışmak gerekiyor.
"SİLAHLARIN BIRAKILMASI İLE İLGİLİ BİR SÜREÇ DEVAM EDİYOR"
Arkadaşlar tabii terörsüz Türkiye en önemli hedefimiz. Tarihi bir dönüm noktasındayız. 40 yıldan bu yana ülkemizi sıkıntıya sokan, milletimizi huzursuz eden, binlerce şehit vermemize neden olan terör örgütünün tasfiyesi söz konusu.
Fesih kararı açıklandı. Şimdi bu fesih sonrası silahların bırakılması, silahların teslim edilmesi, silahların gömülmesi ile ilgili bir süreç devam ediyor.
Hassas bir süreç. Bu süreç içerisinde devletimizin ilgili kurumları tam bir koordinasyon içerisinde süreci büyük bir hassasiyetle takip ediyorlar. Burada milletimizin hassasiyetleri çok önemli.
Kılı kırk yararak bir çalışma yapılıyor. Ve bu anlamda, eee, devletimizin ilgili kurumları hangi yetkiyi kullanması gerekiyorsa, elindeki hangi araçları kullanarak bu olumlu sonuca ulaşılabiliyorsa bunun gayreti içerisinde ve bu çerçevede terörsüz bir Türkiye’ye adım atmak.
Dün, 12 şehidimiz vardı. Ben de Niğde’de, Edikli kasabasında Enver Yaman şehidimizin cenazesindeydim. O ailelerimizin acısını dindirmek mümkün değil. Bundan sonra bu acıların yaşanmaması ülkemiz açısından çok önemli.
Önemli olan burada, odaklanmamız gereken husus şimdi önümüzde silahların teslim edilmesi, silahların bırakılması söz konusu. Bu konuda İstihbarat Teşkilatımız, Milli Savunma Bakanlığımız ve devletimizin ilgili kurumları tam bir koordinasyon içerisinde süreci titizlikle ve hassasiyetle yürütüyorlar.
Burada milletimizi rahatsız edecek, rencide edecek, şehit ailelerimizi ve gazilerimizi üzecek herhangi bir tablonun oluşmaması bakımından da büyük bir hassasiyet gösteriliyor. Ve bu konuda da çalışmalar devam ediyor ve inşallah terörsüz bir Türkiye, Türkiye yüzyılında milletimizin huzur içerisinde, geleceğe güvenle baktığı bir döneme başlamış olacağız inşallah.
"SAYIN BAHÇELİ'NİN HASSASİYETİ ŞU: KAMUOYU TÜM ÇIPLAKLIĞIYLA HER ŞEYİ GÖRSÜN"
Özellikle bizim dönemimizde soruşturmaya yer olmadığına dair karar verebilme imkanını biz mevzuatımıza ekledik. Dolayısıyla kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin varlığı halinde tutuklama gerçekleştirilebiliyor.
Tabii bunlar yargı kararıyla gerçekleştirilen hususlar. Tabii hem soruşturmaların, hızlı bir şekilde sonuçlanması, hem de yargılama süreçlerinin daha etkin ve hızlı bir şekilde tamamlanmasıyla ilgili hepimiz görüş birliği içerisindeyiz.
Bu konuda Cumhuriyet Başsavcılıklarımız hızlı bir şekilde çalışmalarını sürdürüyorlar ve eğer iddianameler düzenlenecekse bu konuda da gerekli hassasiyet gerçekleşiyor ve yargılama süreçlerinin uzamadan, kamuoyundaki endişeleri de ortadan kaldıracak, hususları, bir an önce hayata geçirmek... Sayın, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin dünkü grup konuşmasında ifade ettiği hususlar çok önemli konular.
Özellikle süreçlerin daha hızlı yürütülmesi, yargının ve savcılarımızın, hakimlerimizin bu konuda daha hassas davranarak daha çabuk sonuca ulaşması bakımından hepimiz aynı düşüncedeyiz.
Tabii duruşmaların canlı olarak yayınlanmasıyla ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanunumuza göre yürütülüyor soruşturma ve kovuşturmalar.
Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 182. maddesine göre duruşmalar açıktır, alenidir, herkese açıktır. Tutanak tutulur, gerekirse sanık ve tanıklar, bilirkişiler sesli görüntülü sistemlerle bağlantı yapılarak dinlenebilir.
Burada tabii duruşmanın canlı yayınlanabilmesiyle ilgili olarak 183. maddesi, fotoğraf çekme ve canlı yayınlama noktasında, kanunumuzda, bu konuda bir engel söz konusu. Eğer bu konuda bir görüş birliği olursa, bu mevzuat değişikliği sağlanabilirse Meclis'in takdirindedir bu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi duruşmaların, aleniliği kapsamında canlı yayınlamayı, uygun görürse bu konu tabii tamamen Meclis'in takdirinde. Ama Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 183. maddesi, duruşmalarda fotoğraf dahi çekilemeyeceğine amirdir.
Ama burada Sayın Bahçeli'nin hassasiyeti şu: Kamuoyu tüm çıplaklığıyla her şeyi görsün. Akkoyun, karakoyun görünsün. Delillerin ne olduğunu görsün, suçlamaların ne olduğunu görsün ve bu kişilerin hangi suçları işlediğini ya da işlemediğini kamuoyu tüm şeffaflığıyla görsün.
Bu çok önemli, güzel bir düşünce. Burada özellikle canlı yayınlama ile ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 183. maddesinde bir değişiklik söz konusu olabilirse bu mümkün olabilir."
09 Temmuz 2025 - 19:32
09 Temmuz 2025 - 19:15
09 Temmuz 2025 - 18:38
09 Temmuz 2025 - 18:04
09 Temmuz 2025 - 17:32
YORUMLAR
{{ commentList.length }} Yorum{{ item.name }}
{{ item.date }}
Henüz yorum yapılmamış.
YORUM YAP