CAN HOLDİNG SORUŞTURMASINDA YENİ GELİŞME: ATİLLA CİNER VE GÖKHAN ŞEN SERBEST

Can Holding soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Atilla Ciner ile Ciner Glass A.Ş. CEO’su Gökhan Şen hakkında yeni bir gelişme yaşandı. İki ismin, yürütülen soruşturma çerçevesinde serbest bırakıldığı bildirildi.

SORUŞTURMA İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINCA YÜRÜTÜLÜYOR

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, Can Holding yetkilileri hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme”, “örgüte üye olma”, “suçtan elde edilen malvarlığı değerlerini aklama” ve “nitelikli dolandırıcılık” iddiaları bulunuyor. Bu kapsamda birçok isim hakkında gözaltı ve adli işlem uygulanmıştı.

ATİLLA CİNER VE GÖKHAN ŞEN TUTUKLANMIŞTI

Ciner Grubu’na bağlı Park Holding’e yönelik işlemler kapsamında gözaltına alınan Turgay Ciner’in oğlu Atilla Ciner ile Ciner Glass A.Ş. CEO’su Gökhan Şen, daha önce tutuklama talebiyle sevk edildikleri nöbetçi sulh ceza hakimliği tarafından cezaevine gönderilmişti. Son gelişmeyle birlikte iki ismin serbest bırakıldığı öğrenildi.

SÜREÇ NASIL BAŞLAMIŞTI?

Soruşturma kapsamında Ciner Grup’a bağlı şirketlerde yönetici konumunda bulunan çok sayıda kişi hakkında 29 Eylül’de gözaltı kararı verilmiş, 11 kişi gözaltına alınmıştı. Şüphelilerden bazıları emniyetten serbest bırakılırken, adliyeye sevk edilenler hakkında adli kontrol ve tutuklama kararları verilmişti. Yurt dışında olduğu belirtilen Turgay Ciner hakkında ise tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmıştı.

KAYYUM ATAMALARI VE MAL VARLIĞINA EL KOYMA KARARLARI

Soruşturma kapsamında Can Holding bünyesinde faaliyet gösteren çok sayıda şirkete kayyum atanmış, 121 şirketin mal varlığına el konulmuştu. TMSF’nin kayyum olarak görevlendirildiği şirketler arasında medya, enerji, eğitim ve lojistik alanlarında faaliyet gösteren firmalar da yer almıştı. Daha sonraki aşamalarda Can Holding’e ait bazı şirketlere ek kayyum kararları da alınmıştı.

İDDİALARIN ODAĞINDA ÖRGÜT VE MALİ İŞLEMLER VAR

Soruşturma dosyasında, holding yapısı altında kurulan bir örgüt aracılığıyla nitelikli dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı ve suçtan elde edilen gelirlerin aklanmasına yönelik faaliyetler yürütüldüğü iddiaları bulunuyor. MASAK raporları ve mali denetim incelemeleri doğrultusunda, kaynağı belirsiz para girişleri ve şirketler arası aktarımlarla izlerin gizlenmeye çalışıldığı öne sürülüyor.