İBB İDDİANAMESİNDE METRO İHALELERİNDE 697 MİLYON LİRALIK KAMU ZARARI İDDİASI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve “İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü” iddiasıyla yürütülen soruşturmanın en kapsamlı aşaması olan 3 bin 900 sayfalık iddianame tamamlanarak mahkemeye gönderildi. İddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki metro ihalelerine ilişkin çok çarpıcı tespitler yer aldı. Başsavcılık, özellikle Kirazlı–Halkalı–Üniversitesi Metro Hattı ile M1 Hattı Elektromekanik Sistemleri ihalelerinde 697 milyon TL’lik kamu zararı oluştuğunu öne sürdü. Bu zarar iddiasının merkezinde ise iptal edilen ihalenin ardından firmalara iade edilen geçici teminatların yer aldığı belirtildi.

RÜŞVET ANLAŞMASI İDDİASI VE İHALEYE GİDEN SÜREÇ

Savcılık, pazarlık usulüyle gerçekleştirilen iki büyük metro ihalesinin rüşvet anlaşması sonucu Yapı Merkezi ve iş ortaklarına verilmesinin kararlaştırıldığını iddia ediyor. İddianamede, Kirazlı–Halkalı Metro Hattı’na ilişkin ilk dikkat çekici unsur, ihalenin yapılacağı 26 Eylül 2024 tarihinden bir gün önce savcılığa yapılan bir ihbar oldu. Bu ihbarda, yaklaşık maliyetin 22,5 milyar TL olduğu bilgisinin dışarı sızdırıldığı ve ihalenin bu tutara çok yakın bir teklif karşılığında Yapı Merkezi A.Ş.’ye verileceğinin önceden belirlendiği öne sürüldü.

Gerçekleştirilen ihalede, Yapı Merkezi–AKM Yapı–KCT Yol Ortaklığı’nın 22 milyar 469 milyon TL + KDV’lik teklifiyle süreci kazandığı bilgisi de dosyaya girdi. Ancak ihale, 7 Ekim 2024’te, “rekabetin beklenilen düzeyde gerçekleşmediği” gerekçesiyle idare tarafından iptal edildi. Bu iptalin ardından, firmaların yatırdığı toplam 697 milyon TL’lik teminatın Hazine’ye gelir kaydedilmesi gerekirken iade edilmesi, iddianamede kritik kamu zararı iddiasının kaynağı olarak gösterildi.

“İPTAL KARARI RÜŞVET ANLAŞMASININ ÇÖKMEMESİ İÇİN ALINDI” İDDİASI

Savcılık, ihalenin iptal edilmesinin gerçek bir rekabet eksikliğinden değil, rüşvet anlaşmasının boşa düşmemesi için yapıldığını savunuyor. İddianamede şu değerlendirme yer aldı:

Pazarlık usulünde firmalar önceden belirlenir ve teklif turları yapılır. Rekabet eksikliği gerçekten varsa bu aşamada iptal mümkündür. Ancak sözleşme aşamasına gelindikten sonra Yapı Merkezi’nin kesinleşmiş SGK borcu olduğu fark edilince iptal yoluna gidilmiştir. Bu durum, örgütün rüşvet üzerinden elde edeceği menfaatin zedelenmemesi ve kurgunun ifşa olmaması için iptal kararının alındığını göstermektedir.

İddianameye göre, sözleşme aşamasında rüşvet planı boşa düştüğü için iptal kararı bir “zorunlu savunma manevrası” olarak kullanıldı.

HTS KAYITLARI VE MESAJLAŞMALAR DOSYANIN MERKEZİNDE

İddianame, teknik deliller açısından da dikkat çekiyor. Şüphelilerin telefon incelemelerinde yer alan mesajlarda, ihale komisyon başkanı Ahmet Önal ile raylı sistemler daire başkanı Ceyhun Avşar’ın kendi aralarında “İhaleyi alan firmadan yüzde 10 alacağız, Fatih Abi yüzde 5 alsa yeter” şeklinde konuştukları iddia edildi. Bu mesaj trafiği, savcılık tarafından rüşvet organizasyonunun en somut delillerinden biri olarak değerlendirildi.

Bunun yanı sıra, Yapı Merkezi yetkilileri Mustafa Başar Arıoğlu ve Sami Özge Arıoğlu’nun, örgüt yöneticisi olduğu iddia edilen Fatih Keleş ile İBB Haliç Sosyal Tesisleri'nde bir araya geldiklerine ilişkin HTS baz bilgileri de dosyada yer buldu. Bu görüşmede rüşvet oranının yüzde 7–10 arasında belirlendiği, ayrıca alt yüklenici olarak örgütle bağlantılı firmaların kullanılmasının kararlaştırıldığı öne sürüldü.

Savcılık, bu anlaşmayla hem nakdi rüşvet alınmasının hem de alt yüklenicilik üzerinden ilave kazanç sağlanmasının amaçlandığını aktardı.

SUÇLAMALAR VE TALEP EDİLEN CEZALAR

İddianamede, Ekrem İmamoğlu “suç örgütü lideri”, Fatih Keleş ise “örgüt yöneticisi” olarak yer aldı. İBB yöneticileri, Yapı Merkezi ve iş ortaklarının yetkilileri ile ihale komisyonu üyelerinin, “ihaleye fesat karıştırma” ve “rüşvet” suçlarından cezalandırılmaları talep edildi.

Öte yandan, iptal edilen ihalenin daha sonra açılan yeni ihale sürecinde başka bir firma tarafından kazanıldığı bilgisi de iddianameye eklendi.