YUNAN BASINI: TÜRKİYE’YE KARŞI ‘3+1 SAVUNMA HATTI’ GÜNDEMDE

Yunan basınında yer alan analizlerde, Türkiye’nin savunma alanındaki hızlı gelişimi ve Doğu Akdeniz’de artan etkisi nedeniyle Atina’nın İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile daha sıkı bir güvenlik iş birliğine yöneldiği aktarıldı. Atina merkezli yayınlar, bu üçlü yapının ABD’nin desteğiyle “3+1 savunma hattı” formülü üzerine çalıştığını belirtti.

TÜRKİYE’NİN SAVUNMADAKİ YERLİ YÜKSELİŞİ ATİNA’DA ENDİŞE YARATIYOR

Yunan medyasına göre Türkiye’nin SİHA’lar, insansız deniz araçları, uzun menzilli mühimmat, milli radar sistemleri ve hava savunma projelerinde kaydettiği ilerleme, Atina ve Tel Aviv’i yeni bir savunma ortaklığı arayışına itiyor. Sigma Live’ın aktardığı FDD raporunda, Türkiye’nin bölgede güç dengelerini kendi lehine belirgin şekilde değiştirdiği vurgulanıyor.

EGE’DEKİ GERİLİMLERİN ARKA PLANI: TÜRKİYE’NİN ARTAN ETKİSİ

Yunan basını, yakın dönemde Türk balıkçı tekneleri ile yaşanan gerginlikler, Yunan sahil güvenliğinin açtığı ateş ve hava sahası tartışmalarını gündeme getirerek bu olayları Atina açısından tansiyonu yükselten başlıklar olarak değerlendirdi. Ancak analizlerde asıl sebebin Türkiye’nin hem sahada hem diplomatik arenada artan etkisi olduğu ifade edildi.

Yunanistan’ın 2025–2035 yıllarını kapsayan 27 milyar euroluk savunma modernizasyonu planı da haberlere geniş şekilde yansıdı. İsrail’den alınan PULS roketatar sistemi, “Aşil Kalkanı” hava savunma entegrasyonu ve Heron, Orbiter-3, SPIKE NLOS gibi sistemlerin aktif kullanımı, Türkiye’ye karşı kapasite artırma çabası olarak değerlendiriliyor.

ABD’NİN ROLÜ VE TÜRKİYE’NİN BÖLGEDEKİ KONUMU

Yunan medyası, ABD’nin Doğu Akdeniz’de artan askeri varlığının yalnızca Rusya’ya karşı değil, aynı zamanda Türkiye’nin etkisini dengeleme hedefi taşıdığını öne sürdü. Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmış olmasına rağmen savunmadaki yerlileşme hamleleriyle bölgenin en dinamik ve öngörülemeyen askeri gücü haline geldiği belirtiliyor.

3+1 FORMÜLÜNÜN MERKEZİNDE ENERJİ GÜVENLİĞİ VAR

“3+1” yapısının (ABD–Yunanistan–İsrail–GKRY) özellikle Doğu Akdeniz’de enerji güvenliğini artırmayı, doğal gaz hatlarını korumayı ve Yunanistan’ın Ukrayna’ya LNG tedarikindeki rolünü genişletmeyi hedeflediği ifade edildi. Buna karşın uzmanların ortak görüşü, tüm bu girişimlere rağmen bölgede asıl belirleyici aktörün Türkiye olduğu yönünde.