Recep Tayyip Erdoğan’ın direktifleriyle hız kazanan yerli ve milli savunma sanayii hamlesi, bugün artık hem sahada hem de uluslararası basında adından sıkça söz ettiren bir noktaya ulaştı.
18 Kasım 2025 - 19:28
TÜRKİYE’NİN YERLİ SAVUNMA SANAYİİ ÜRÜNLERİ DÜNYA VİTRİNİNDE
Türkiye’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın direktifleriyle hız kazanan yerli ve milli savunma sanayii hamlesi, bugün artık hem sahada hem de uluslararası basında adından sıkça söz ettiren bir noktaya ulaştı. Doğru yatırımlar, uzun soluklu projeler ve yerli mühendislik kabiliyetleriyle, modern bir ulusal savunma altyapısı inşa edilirken, Türk savunma sanayii şirketleri cirolarıyla da dünya listelerinde üst sıralara tırmanmış durumda. Özellikle Türk SİHA’larının Suriye, Irak, Libya ve Azerbaycan’daki başarısı, pek çok ülkeden gelen yoğun siparişlerle taçlandı. Bir zamanlar başka ülkelerden silah alırken bile izin arayan Türkiye, bugün kara, deniz, hava ve uzay alanlarında kendi platformlarını üreten ve ihraç eden bir ülke haline geldi.

KARA ARAÇLARINDA YÜKSEK KORUMA VE HAREKAT KABİLİYETİ
Kara platformlarında Türkiye’nin en dikkat çekici projelerinden biri, üçüncü nesil ana muharebe tankı olarak geliştirilen Altay. 1500 beygir gücündeki motoruyla 70 km/s hıza ulaşabilen Altay, 500 kilometrelik harekât menzili, gelişmiş süspansiyon sistemi, elektromanyetik saldırılara karşı koruma ve güçlü zırh yapısıyla modern muharebe sahasının gerekliliklerine cevap veriyor. Tankta dört kişilik mürettebat görev alırken, ana topa ek olarak 12,7 mm ağır makineli tüfek ve uzaktan komutalı silah sistemleriyle donatılıyor.
Mayına dayanıklı zırhlı personel taşıyıcı kategorisinde yer alan Kirpi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sahadaki en kritik unsurlarından biri haline geldi. Çetin arazi ve hava koşullarında yüksek güvenlik sağlayan araç, personeli el yapımı patlayıcı ve mayın tehditlerine karşı koruyarak timlerin emniyetli intikaline imkan tanıyor. Cobra II, Ejder Yalçın ve Pars 6×6 gibi araçlar ise balistik koruma, EYP’ye karşı zırh çözümleri, geniş iç hacim ve modüler tasarımlarıyla hem kırsal hem de kentsel operasyonlarda kullanılabiliyor.
Amfibi kabiliyette ise ZAHA (Zırhlı Amfibi Hücum Aracı), havuzlu çıkarma gemilerinden kıyıya birlik intikali için geliştirildi. Hem denizde hem karada yüksek performans sağlayan ZAHA, personeli güvenle sahile çıkarırken, karada da zırhlı muharebe aracı rolünü üstlenebiliyor. Nehir ve akarsuların hızla geçilmesi için geliştirilen Samur Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü ise, kısa sürede yüzer köprü oluşturma kabiliyetiyle öne çıkıyor. Birden fazla Samur’un bir araya gelmesiyle yaklaşık 150 metrelik bir köprü 25 dakika civarında kurulabiliyor.

MAVİ VATANDA MİLGEM, TCG ANADOLU VE YENİ NESİL DENİZ PLATFORMLARI
Deniz kuvvetleri tarafında MİLGEM projesi, Türkiye’nin milli gemi tasarımı ve inşasında dönüm noktası oldu. TCG Heybeliada, Büyükada, Burgazada ve Kınalıada korvetleri, ada sınıfı platformlar olarak denizaltı savunma harbi, keşif-gözetleme ve karakol görevlerinde görev yapıyor. MİLGEM projesinin devamında, daha büyük tonajlı ve gelişmiş sensör-silah kombinasyonlu TCG İstanbul fırkateyni suya indirildi.
Türkiye’nin en büyük savaş gemisi olan TCG Anadolu ise, çok maksatlı bir amfibi hücum gemisi olarak öne çıkıyor. Hem helikopter hem de insansız hava araçlarını operasyonel olarak kullanabilme kabiliyetiyle TCG Anadolu, Türk donanmasını farklı bir konsepte taşıdı. Yeni tip karakol botları, denizaltı kurtarma ana gemisi, 3 bin tonluk denizaltı yüzer havuzu ve Reis sınıfı denizaltılar da Türk Deniz Kuvvetleri’nin milli altyapıyla desteklenen modern unsurları arasında yer alıyor.
Ada sınıfı korvetler ve yeni nesil karakol botları, deniz gözetleme, kıyı savunması, Münhasır Ekonomik Bölge denetimi ve kritik alt yapının korunmasında aktif rol oynarken, Levent insansız su üstü aracı (İDA) gibi platformlar da liman savunması, mayın tehdidine karşı tedbir ve elektronik harp görevleriyle deniz operasyonlarına yeni bir boyut kazandırıyor.

HAVA VE UZAYDA MİLLİ GÜÇ: SİHA’LAR, KAAN VE YENİ NESİL HELİKOPTERLER
Türk savunma sanayiinin dünyada en çok ses getiren ürünlerinin başında insansız hava araçları geliyor. Bayraktar TB2, operasyonel başarısı ve ihraç edildiği ülkelerdeki etkisiyle Türkiye’yi SİHA alanında global bir marka haline getirdi. Bayraktar TB3, kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetiyle özellikle deniz gücü konseptine yeni bir katman ekliyor. Akıncı TİHA, yüksek faydalı yük kapasitesi, uzun havada kalış süresi ve milli akıllı mühimmat entegrasyonuyla, insansız platformlardan beklenen ateş gücünü üst seviyeye taşıyor.
ANKA III, uçan kanat tasarımı, düşük radar kesit alanı, yüksek hız ve iç silah istasyonlarıyla geleceğin hava-hava ve hava-yer konseptlerine uygun bir taarruz platformu olarak dikkat çekiyor. Bayraktar DİHA ise dikey iniş-kalkış kabiliyeti, hibrit tahrik sistemi ve uzun havada kalış süresiyle keşif-gözetleme görevlerinde kullanılmak üzere geliştirildi. Aksungur, yüksek irtifada uzun süreli istihbarat, gözetleme ve taarruz kabiliyetleriyle envanterde yerini aldı.
Helikopter tarafında T129 ATAK, yakın hava desteği ve taarruz görevleri için tasarlanırken, CİRİT ve UMTAS gibi milli füze sistemleriyle entegre şekilde görev yapabiliyor. Gökbey genel maksat helikopteri; nakliye, arama-kurtarma, ambulans, VIP ve kıyı ötesi görevlerde kullanılabilecek geniş görev yelpazesiyle geliştirildi. Hürkuş ve Hürjet projeleri ise eğitim ve hafif taarruz rollerinde, jet ve turboprop segmentlerinde yerli çözümler sunuyor.
Türkiye’nin beşinci nesil milli muharip uçağı KAAN ise, hava-hava ve hava-yer görevleri için tasarlanmış çok rollü bir savaş uçağı olarak öne çıkıyor. Stealth özellikleri, gelişmiş aviyonikleri, milli mühimmat entegrasyonu ve yüksek manevra kabiliyetiyle KAAN, Türk Hava Kuvvetleri’nin gelecekteki omurgası olarak konumlandırılıyor. İlk uçuşunu başarıyla tamamlayan KAAN, Türkiye’yi bu sınıfta uçak geliştiren az sayıdaki ülke arasına taşıdı.
Uzay alanında ise Göktürk-1 ve Göktürk-2 uyduları, hem askerî istihbarat hem de sivil amaçlı yüksek çözünürlüklü yer gözlemi için hizmet veriyor. Mikro Uydu Fırlatma Sistemi (MUFS) ile Türkiye, uzaya bağımsız erişim hedefi doğrultusunda kritik teknolojiler kazanmış durumda.

YENİ NESİL KONSEPTLER: UÇAN ARABA VE İLERİ TEKNOLOJİ ÇÖZÜMLERİ
Klasik savunma platformlarının ötesinde, geleceğin ulaşım ve lojistik konseptlerine yönelik çalışmalar da sürüyor. Baykar tarafından geliştirilen Cezeri uçan araba, kentsel hava taşımacılığı, sağlık alanında acil lojistik ve askeri lojistik destek görevleri için tasarlanıyor. Elektrikli tahrik sistemi ve yapay zeka tabanlı kontrol kabiliyetleriyle Cezeri, şehir içi ulaşımda otomobillere alternatif olabilecek yeni bir konsept olarak öne çıkıyor.
ALPAN gibi KBRN görevlerine özel geliştirilen insansız kara araçları, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehditlerin tespitinde kritik rol oynayabilecek sensör ve sistemlere sahip. Bu tür platformlar, personelin riskli bölgelere girmeden keşif ve ölçüm yapmasına olanak tanıyarak sahadaki güvenliği artırıyor.

17 Kasım 2025 - 19:24
17 Kasım 2025 - 19:07
17 Kasım 2025 - 19:01
13 Kasım 2025 - 23:04
13 Kasım 2025 - 17:06
YORUMLAR
{{ commentList.length }} Yorum{{ item.name }}
{{ item.date }}
Henüz yorum yapılmamış.
YORUM YAP