ÇEYREK ASIR LÜGATÇE - 1
Herkesin siyah önlükte eşitlendiği bir çocukluk yaşadık biz. Kaymakamın çocuğu da aynı önlüğü giyerdi, köylü çocuğu da. Fark yakalığın dantelinden, kurdelenin ipeğinden,ayakkabının lastiğinden yine belli olurdu ama bugüne kıyasla bunlar küçük ayrıntılardı. Şimdiki gibi bir görgüsüzlük yoktu. Ayıp olan fakirlik değildi, zenginin malını göstermesi ayıplanırdı.
Türkçe ders kitabında “Okuduğumuzu Anladık mı?”bölümleri olurdu. Bilinmeyen kelimelerin anlamlarını sözlükten bulup cümle içinde kullanmamız istenirdi.Sözlükten anlam bulmak neyse de onları cümle içinde kullanmak ciddi meseleydi. Herkesin kullandığı cümleye aferin demezdi öğretmenimiz.
5 ve katları mühimdi. Cumhuriyet’in 75. Yılına özel kutlamalar yapılmıştı. O sene açılan okullara 75. Yıl İlk/ Ortaokulu adı verilmişti. Kim bilir 100. yılı nasıl kutlanacak diye düşünürdüm…
“Cumhuriyet burada kuruldu burada yıkılacak!”, “Kahrolsun laiklik, yaşasın şeriat!” ilk defa 10 yaşımdayken televizyonda duymuştum bu sözleri. Sivas’ta elinde benzin bidonuyla sanki evine erzak götürüyormuş gibi kendinden emin kalabalığın içinde yürüyen o amcayı da… Otobüste görsem yer vermemgerektiği öğretilen amcayı… 2 Temmuz 1993 o gün o bidonu taşıyanlar, araçları ve oteli içinde 33 can ile yakanlar bugün aramızda “vatandaş” olarak dolaşıyor. Torunlarının başlarını okşuyorlar şimdi hiç insan yakmamış gibi… Oysa en küçüğü 12 yaşındaydı Sivas’ta yakılanların. Madımak katliam davası zamanaşımına uğratıldı. Halbuki insanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı olmazdı…
Utanç Müzesi olması gereken yer restoran olarak hizmet verdi uzun süre. İnsanlar orda ızgara et yediler nasıl içlerine sindirdilerse… Ben madımak otuna küstüm. Midem buruldu… Yıllar sonra bunun yemeği çok güzel oluyor diyen pazarcı teyzeye küstüm.
Geçtiğimiz günlerde Taksim’de hani eylem yapılması yasak olan Taksim’de bir kez daha aynı sloganları duyduk. Neyse ki polisimiz sonsuz hoşgörüsüyle müdahale etmedi de öfkeli gençler rahat rahat protesto haklarını kullandılar. Kalanın gazını da çok şükür ki İçişleri bakanımız aldı. Yalınayak ters kelepçe gözaltına alınan çizerleri alçaklar diye paylaştı da hepimiz derin bir oh çektik. Her şeyi Tv’den izledik yine çocukluk travmalarımız depreşti.
Çocukluk… o günlerin acılarını sadece kulaktan dolma bilgilerle değil aklımızın erdiğini tanıklığımızla, ermediğini kitap sayfalarından, kuponlarla biriktirdiğimiz ansiklopedilerden öğrenirdik. Wikipedia yoktu ama merakımız vardı. Sözlük okumayı seven, öğrendiği yeni sözcüklerin anlamlarını not etmekten keyif alan biri olarak mevcut yönetimin çeyrek asra yaklaşan iktidarının kelime hazinemize kazandırdığı sözcükleri derlesem ortaya ne çıkar diye bir düşünce oluştu ve LÜGATÇE serisini hazırlamak istedim. Sözcüklerin anlamlarını bulmak neyse de cümle içinde kullanmaktan yine kaçınacağım. Bunun yerine Cumhurbaşkanımızın lügatimize kazandırdığı bu sözcükleri telif hakkı çıkmasın diye onun kullandığı cümlelerle sunacağım.
TELEF OLMAK: Genellikle hayvanlar için kullanılan yok etme, öldürme, boşa harcama anlamına gelen deyim. “Bakalım cumhurbaşkanlığı hevesi yolunda daha kaç CHP’li telef olup gidecek.”
GEMİCİK: Sevgi ifade eden -cık –cik küçültme ekiyle türetilen sözcük olup Ayşecik, Mehmetcik, Ömercik gibi kullanımlarına ek olarak gemi değil de geminin küçüğüdaha sevimlisi anlamıyla “Şimdi Kadirciğim, gemi var gemicik var. Sıfırı var, eskisi var.” cümlesiyle lügatimize girmiştir.
NAS: Kur'an ve Sünnet'in lafızları kastedilir. Ekonomide “Faiz sebep enflasyon sonuç teorisi” ile uygulamaya sokulan faiz indirimini halka daha iyi anlatmak için “Nas ortada dururken eeee sana bana ne oluyor?” cümlesiyle lügatimize girmiştir.
MONTAJ: Film yapımcılarının farklı çekimleri bir araya getirerek, düzenleme yoluyla daha kısa bir zaman diliminde izleyiciye büyük miktarda bilgi iletmelerini sağlayan tekniktir. Seçim propagandası boyunca Kılıçdaroğlu’nunseçim şarkısı HAYDİ’ye teröristlerin alkış çalıp eşlik ediyormuş gibi kurgulanmış görüntüsüne “Ama montaj ama şu ama bu” cümlesiyle lügatimize girmiştir.
Ece AYHAN’ın “Şiirimiz karadır abiler”i gibi oldu biraz “Lügatimiz teliflidir abiler” bize kusur bulunmaya…
ÇEYREK ASIR LÜGATÇE-2
Serimizin bu bölümü günlük dilimize giren Arapça hukuk terimlerinden oluşacaktır. Oyun çağındaki çocukların kantin fiyatlarından ve ekonomiden haberdar olmaması nasıl kaçınılmazsa normal vatandaşların da bu terimleri hiç duymamış olması mümkün olmadığında görülen lüzum üzerine bu derleme yapılmıştır. Sözcükler 1. Bölümdeki gibi cümle içinde kullanılmayacaktır. Günlük dildeki karşılıklarıyla yetinilecektir.
MUTLAK BUTLAN: Hiç olmamış gibi geçersizanlamına gelen hukuki terim. “Ben aslında yoğum hali”nin oluşturulmasıdır. CHP kurultayında genel başkan olarak seçilen Özgür Özel’in başkanlığı beğenilmediği için eski başkanın kayyım olarak getirilmesi planının hukuki zeminini oluşturma çalışmasıdır.
FEZLEKE: Yasama dokunulmazlığı olan bir milletvekili hakkında bir suçun işlendiğine dair şüphelerin ortaya çıktığı durumlarda cumhuriyet savcılığı emriyle başlatılan soruşturma sürecinin bir parçasıdır. Amaç dokunulmazlığın düşmesi ve yargılama yolunun açılmasıdır.
KAYYIM: Belli bir malın belli bir süre yönetilmesi ya da belli bir işin yapılması için resmi makamlarca yetkili olarak görevlendirilmiş kimse. Biz bu kavramı belediyelerden çok iyi biliyoruz. (Hatta Türk Dil Kurumu bu sözcüğe çok yıprandığı için unutulma hakkını kullansın diye kayyum olan yazımını bu sene kayyıma çevirdi. Dostum Esad, Katil Esed gibi bir değişim özü aynı sadece yazılışı farklı) Ama en az onun kadar can yakan bir hali de 6 yıldır Türk Hava Kurumu’nun başında. Hani şimdi cayır cayır yanan ormanlara müdahale edemeyen Türk Hava Kurumu var ya buraya atanan kayyımının havacılık bilgisi olmadığı için hangarda bulunan uçakları eski diye kullandırmayıp aynı modelini dışardan kiralatıp yabancı pilot eşliğinde uçuran yönetimin adıdır kayyım.
KOD 46: İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması nedeniyle uygulanan madde. Bu kod hayatımıza işverenin, sendikalı olan işçileri tazminatsız işten atabilmek için başvurduğu yöntem olarak girdi.
ENAG: Enflasyon Araştırma Grubu. TÜİK enflasyon sepetine koyduğu kalemleri açıklamayalı beri alternatif olarak enflasyon artışını hesaplayan grup. Ev sahipleri TUİK oranına göre değil ENAG ‘ın hesapladığı enflasyon verilerini temel aldığı düşünülürse aradaki oransal farkın nedeni daha iyi anlaşılacaktır.
KUYU TİPİ HÜCRE: İçerisine güneş ve temiz havanın girmemesi için özel olarak tasarlanmış her şeyin elektronik ve insansız olduğu, gardiyan görmenin bile lüks olduğuyüksek güvenlikli sessiz hapishane çeşidi. Peki sizce F tipi hücrelere rahmet okutan, mahkumların kıyafetlerinin nemden yosun tuttuğu bu hücrelerde hangi suçtan hüküm giyenler kalıyordur?
İSTİKŞAFİ GÖRÜŞME: Aslını anlamaya çalışma görüşmeleri olarak tarif edilen ama bir türlü niye yapıldığını anlamadığımız görüşme süreci. AKP’nin kaybettiği ama kaybettiğini asla kabul etmediği seçimleri yinelemek için gerekli ortamın sağlanması amacıyla başlatılan bu görüşmeler “koltuk tedarikçisi” olmak ile itham edilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun ısrarıyla devam eden nihayetinde hükümetin de kurulmasın diye yapıldığı anlaşılan görüşme trafiği.
UMUT HAKKI: Temelini insanlık onurunu korumaktan alan, ömür boyu hapis cezasına mahkum edilen kişilerin bir gün serbest bırakılma ihtimalini içeren haktır. Umut hakkı kısaca hükümlünün salıverilmeyi umut etme hakkıdır. Bu kavram hayatımıza Devlet Bahçeli sayesinde girmiştir.
HUZUR HAKKI: Belli bir konuyu görüşmek için toplanan bir kurulun üyelerine ödenen para, hakkıhuzur olarak tanımlanır. Bu kavram eski bakan ya da milletvekillerinin emekliliklerinde hayat standartları düşmesin diye uygulanan yan ödeme, çift maaş olarak hayatımıza girmiştir.
KONKORDATO: İflas antlaşması. Konkordato ilan eden firmalar, süreç sonunda borçlarından tamamen kurtulur. Konkordato süreci, iflas ertelemeden daha kısa sürer. İflas erteleme 5 yıla kadar uzayabilirken, konkordato 23 ay içinde tamamlanır. Konkordato mühleti boyunca faiz işlemez, ancak iflas erteleme de faiz işlemeye devam eder. 2025’in ilk beş ayında ülke genelinde 2 bin 235 şirket konkordato başvurusunda bulundu.