Çocukken dinlediğimiz masallar bize sessizce hep bir şey fısıldadı: Güzel ve iyi olan kazanır. Kötüler cezalandırılır, çirkinler kaybeder, ötekiler yok sayılır. Biz de bu masallarla büyüdüğümüzden iyiliğin ve güzelliğin ölçülerini masalların diliyle öğreniriz farkında olmadan.
Peki hiç düşündük mü, sesini duyamadığımız, yok saydığımız öteki karakterleri?
İşte Ugly Stepsister (Türkçeye Çirkin Üvey Kardeş olarak çevrilen) film tam da bu noktada farklı bir hikâye sunuyor. 2025 Sundance Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan film, masalı bize kahramanın gözünden değil, öteki sayılanın gözünden anlatıyor ve bize şunu düşündürüyor: Belki de asıl gerçek susturulanların hikâyesindedir.
Filmde çirkin olarak damgalanan üvey kardeş Elvira aslında çirkin değildir; yalnızca toplumun dayattığı güzellik normlarına uymadığından öyle görülür. Film burada bir yandan masalların öğrettiği ezberleri bozarken, öte yandan modern dünyaya da güçlü bir ayna tutuyor.
Bugün hepimiz kendi yeni masallarımızın içindeyiz. Masallarda perilerin sihirli değnekleriyle yarattığı güzellik algısı, bugün sosyal medyada filtrelerle, algoritmalarla, estetik operasyonlarla tanımlanıyor. Beğeniler, yorumlar, takipçi sayıları modern çağın “masal güzelliği”nin ölçüsü haline geliyor.
Tıpkı masallardaki gibi sosyal medyada da öteki için yer yok. Dayatılan güzellik kalıplarına uymayan herkes geri plana itiliyor. Ugly Stepsister filminde olduğu gibi mesele aslında çirkinlik değil, toplumun sana biçtiği roldür. Üvey kardeşi “çirkin” yapan şey yüzü değil, çevresindekilerin bakışıdır.
Film, güzellik algısının ne kadar kırılgan olduğunu gösterirken bir yandan da bedenin nasıl bir korku nesnesine dönüşebileceğini hissettirir. “Body Horror” sinemasında olduğu gibi burada da deforme edilmiş olan beden değil, toplumun çarpık bakışı dehşet vericidir. Film, güzelliğin masum bir özellik değil, toplumsal bir silah olarak nasıl kullanıldığını da gözler önüne seriyor.
Belki de bugün en büyük cesaret, çirkin üvey kardeş olmaktır. Filtreleri reddeden, tek tip güzellik kalıplarını bozan ve kendine sadık kalan herkes, yarının gerçek kahramanı olabilir.
Çünkü masallar bir gün yeniden yazılacak; bu kez ötekinin sesiyle.