Sevgili olmak, bazen bir Tarkan şarkısında “Yolla, yolla kaderim yolla” demek kadar kolay ve eğlenceli olabilir. Hayatın akışına bırakmak, anı yaşamak, nereye sürüklenirse oraya gitmek… Sevgililik böyledir; özgür, plansız ve heyecan dolu. Bu dönemde, günlük hayata dair sorumluluklar veya toplumsal kurallar pek de önem taşımaz. Farklı kültürlerden gelen iki insan, aralarındaki çekimle birlikte bu farkları göz ardı edebilir; çünkü sevgililik, doğası gereği spontane bir süreçtir.
Sevgili iken dünya gerçekten toz pembe görünür. Her şey bir pop müzik klibindeki gibi renklidir. Aniden yapılan kaçamaklar, plansız tatiller, gece yarısı sahilde yürüyüşler… Hayat, sadece anı yaşamak ve heyecanı dorukta tutmak üzerine kuruludur.. Üstelik sevgiliyken; görümce, elti, kayın, kaynana gibi ‘lüzumsuz kalabalık da’yoktur.Ortalık tertemizdir, hayatın karmaşasından uzak, sadece siz ve sevgiliniz var.
Ama evliliğe gelince, işler değişir. Evlilikte, “Neden aşk bitiyor ya da kısa sürede boşanmalar oluyor?” diye sorarsanız, cevabı aslında basit: Sevgiliyken her şey gönlünüzce yaşanır, ama evlenince işler ciddiye biner.
Çünkü evlilik, bir kurum. Ve bu kurumun kuralları var. Kurallar da her zaman eğlenceli değil; hatta bazen bayağı zorlayıcı olabiliyor.
Birlikte yemek yaparken romantik bir akşamı hayal edersiniz ama sonuçta bulaşıklar bir dağ gibi önünüze yığılır. “Senin sıran!” cümlesi, bir sevgi sözcüğünün yerini alır.
Evlilikte, romantik anların yerini bazen haftalık market listesi veya bulaşık deterjanı konuşmaları alır. “Bugün ne yesek?” sorusu, evlilikte “Bu ayın elektrik faturası neden bu kadar yüksek?” sorusuna dönüşebilir.
Sabahları yatağın dağınık olduğuna dair küçük atışmalar ve “Sen neden hiç diş macununu kapatmıyorsun?” tartışmaları evliliğin baharatı oluverir.
Evlilik, bir ömür boyu sürecek bir takım çalışmasıdır ama bazen bu takımın üyeleri “soğuk savaş” moduna geçebilir.
Farklı geçmişlere sahip iki insanın uyum sağlaması da zor olabilir. Kültürel farklılıklar ve alışkanlıklar devreye girer. Sevgililikte bu farklılıklar heyecan verici görünürken, evlilikte bu farkları aşmak bazen çaba gerektirir. “Kendi annem de böyle yapardı” cümlesi, bir anda tartışmanın fitilini ateşleyebilir! Ve tabii ki, evliliğin kendi kuralları var. Bu kurallara uyum sağlamak, evliliğin yürümesi için önemlidir.
Sonuç olarak, sevgili olmak ve evlenmek farklı dinamikleri beraberinde getirir. Evlilikte, romantik bir yolculuktan çok bir yaşam ortaklığı başlar. Evlilik, sevgililikte olduğu gibi her anı yaşama özgürlüğü sunmaz; daha çok bir çift terlik, bolca sabır ve bir miktar mizah anlayışı gerektirir. Çünkü gerçek aşk, birlikte fatura öderken ve bulaşıkları makinaya yerleştirirken de gülebilmektir.
Her iki ilişki de kendine özgü güzellikler sunar ve ikisi de, hayatın farklı dönemlerinde anlamlı olabilir. Yeter ki, beklentilerimizi doğru ayarlayalım ve nerede olduğumuzu bilelim! Unutmayın, evlilik de sevgililik de bir sanattır; ve her ikisi de, ustalık isteyen birer yaşam biçimidir.