Haber Bandı Yazarlar Kardelen Altunsuyu Sanatın İyileştirici Gücü
Kardelen Altunsuyu
Yazara Ait Tüm Yazılar
Kardelen Altunsuyu Mail Adresi
Sanatın İyileştirici Gücü
10 Nisan 2025

Zor zamanlar insan ruhunu sınar ve ona yeni yollar aratır. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı doğal afetler, toplumsal krizler ve ekonomik dalgalanmalar hepimizi derinden etkiledi. Bu süreçte sanat, pek çoğumuz için bir sığınak oldu. Kitapların sayfalarında kaybolmak, bir tiyatro oyununda hayata başka bir açıdan bakmak ya da bir filmde duygularımızı yeniden yaşamak… Sanat, acılarımızı taşımamız ve iyileşmemiz için eşsiz bir araç.

Edebiyat, belki de bu iyileştirici gücün en eski taşıyıcısıdır. Zor zamanlarda bir kitabın içine dalmak, bizi hem kendi gerçekliğimizden uzaklaştırır hem de hissettiklerimizi anlamlandırmamıza yardımcı olur. Orhan Kemal’in hikâyelerinde mücadele ruhunu, Sabahattin Ali’nin satırlarında insanın kırılganlığını ya da Zülfü Livaneli’nin romanlarında dayanışmanın gücünü bulmak mümkün. Kitaplar, kelimelerle kurulmuş bir terapi odası gibidir; hem yalnız olmadığımızı hissettirir hem de içimize ışık tutar.

Tiyatro ise izleyiciyi büyülü bir dünyanın içine çeker. Sahnede canlanan bir hikâye, hem bireysel hem de toplumsal bir yüzleşme fırsatı sunar. Yakın zamanda sahnelenen birçok oyun, toplumsal travmalarımıza ayna tuttu. Örneğin, göç, kayıp ve dayanışma gibi temaları işleyen oyunlar, seyircilerde yalnız olmadıkları hissini uyandırdı. Tiyatro, izleyici ve oyuncu arasında kurduğu o görünmez bağla hem bir arınma hem de bir farkındalık alanı yaratır.

Sinema ise çoğumuz için kolayca ulaşılabilir bir kaçış alanıdır. Deprem gibi derin travmaların ardından izlenen bir film, acıyı paylaşmanın ve duygularımızı anlamlandırmanın yolu olabilir. Türk sinemasında Nuri Bilge Ceylan’ın filmleri gibi derinlikli yapımlar, bireysel duygularla toplumsal meseleleri harmanlayarak iç dünyamıza ışık tutar. Aynı şekilde, dünya sinemasında umut temalı yapımlar izleyiciye teselli sunar. Bir filmdeki sahne, bir replik ya da bir görüntü, bize bazen uzun konuşmaların anlatamadığını anlatır.

Sanatın iyileştirici gücü, sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir dayanışma yaratır. Bir kitap kulübünde toplanmak, bir tiyatro oyununda hep birlikte duygulanmak ya da bir sinema salonunda aynı sahnede gülmek ve ağlamak… Bu anlar, bizi yalnızlığımızdan kurtarır ve bir arada olduğumuzu hissettirir.

Türkiye’nin kültürel zenginliği, bu süreçte bizim en büyük gücümüz. Halk hikâyelerimiz, geleneksel tiyatromuz ve sinemamız, acılarımızı anlamlandırmamıza ve iyileşmemize yardımcı olacak pek çok araç sunuyor. Önemli olan, sanatın bu iyileştirici gücüne sarılmak ve bu gücü paylaşmak. Çünkü sanat, hem bireysel hem de toplumsal yaralarımızı onarmak için elimizdeki en güçlü araçlardan biri.
Zor günlerde belki de en çok buna ihtiyacımız var: bir hikâyeye, bir sahneye ya da bir filme tutunmaya. Sanat, bize umudu hatırlatır. Ve umut, iyileşmenin ilk adımıdır.


Seç