Haber Bandı Yazarlar Melina DENİZ GİDENLERE ve YAS ÜSTÜNE
GİDENLERE ve YAS ÜSTÜNE
03 Mayıs 2025

Ne çok öldük bu sene… Önce Kartalkaya’da otel yangınında 78 canı kaybettik. Konaklayan misafirleri uyandırmak yerine patronların yakınlarını ve lüks arabalarını kurtarmak için garaj kapısını açan çalışanlar,yangının daha da büyümesine neden olmuş çünkü.
“Kalbim katlanma bu dünyaya” diyen şaire inat yaşamak ve yaşatmak için direnenler de bu dünyaya bir bir veda etti. Önce Edip Akbayram gitti sonra Volkan Konak… Kahtalı Mıçe… Yavuz Top… şimdi de Sırrı Süreyya Önder...
Gideni uğurlamak, onunla vedalaşmak, ölümü kabullenmek, kalanlara düşüyor. Bu da yas tutmakla mümkün fakat geçmeyen yas hali…
İhmaller yüzünden depremde, selde, heyelanda, yolda, otelde yaşanan kolay ölümler, zor yaşamlar…kaçak madende yakılan Afgan işçi…makinada kopan çocuk kolu, yoğun bakımda tecavüz edilen engelli kız çocuğu… doğum oranlarının düşmesiyle yolsuz kalan yenidoğan çeteciklerine yeni kurbanlar kazandırmak için normal doğumu(!) savunan yetkililer, bunun peşine düşen topçular, boykota destek veren oyuncular...son kuruşuyla boykotu pirzolayla delen bakanlar… tutuklanan gençler, anayasa ihlalleri, boğazına basılan öğrenciler… boşaltılan köyler gibi barajlar, Araplara satılacak yeni topraklar… “Irmağının akışına ölürüm Türkiyem”den “inşaat ya Resulullah”a evrilen milliyetçiler… giderlerse gitsin denen doktorlar… fakat bunlar gitmez denen iktidar…bu geçmeyen yas halinin toplumsal bir ruh haline dönüşmesini Mark Shelvock’ın tarafından “politik yas” olarak tanımlanıyor. “Hükümet uygulamaları veya yürürlüğe konulan politikalara karşı tepkiler nedeniyle geleceğe dair güvenliğimizi veya umudumuzu kaybettiğimizde ortaya çıkan genel bir ruh hali ve bu durum siyasi yapıların bozulması, toplumsal istikrarsızlık, sistematik eşitsizlikler, ekonomik krizler, toplumsal sözleşmenin bozulması ve yanlış bilgilendirme veya gerçeklerin çarpıtılmasıyla daha da derinleştirebilir.”
Bununla ilk defa karşılaşmıyoruz elbette. İstibdat dönemi de benzer bir karabasanla çökmüş insanların üstüne. (İstibdat: Tek bir yöneticinin toplumu baskı altında yönetmesine dayanan düzen, baskıcılık, hiçbir hakkın ve özgürlüğün bulunmadığı tek adam yönetimi.) Jurnaller, hafiyeler, sansürler, sürgünler… Herkes bir şekilde yaşarken yine sanatçılar direnmiş önce. “Örtün, evet, ey hâile… Örtün, evet, ey şehr; Örtün ve müebbed uyu, ey fâcire-i dehr!..” diyen Fikret’in isyanı, küskünlüğü, melonkolisi… Fakat melankoli, yastan farklı bir durum. “Yas tutarken fakirleşen ve eksilen dünyadır, melankolide ise benliğin kendisidir.” Freud (1917) “Yas ve Melankoli” metninde yas sürecinin bir kayıp yaşantısına verilen tepki olduğundan söz eder ve bunun sevilen bir kişinin kaybına verilen tepki olabileceği gibi, bir soyutlama da olabileceğini; bir idealin, bir vatanın ya da özgürlüğün kaybı karşısında içine girilen bir süreç olabileceğini de söyler. (Bengi Düşgör- Şair Divanı)
Sırrı Süreyya Önder’in uyutulduktan sonra uyandırılamaması böyle bir hal sanki. Devri daim olsun
 


Seç