Montreal'de, Müslümanların yoğun yaşadığı bir mahallede cami olmadığı için bir kilisenin alt katı namaz kılmaları için onlara tahsis edilmiş. Bu teklifi kabul eden Müslüman kardeşlerimize soruyorum: Siz de aynı şekilde, camilerinizi onların ibadetine açabilecek kadar insan olabiliyor musunuz?
Aynı kiliseler, kendilerine bağışlanan giysi, ev eşyası, mobilya ve elektronik eşyaları ihtiyaç sahiplerine ücretsiz olarak dağıttığı gibi, bu ürünleri yıl içinde birkaç kez düzenledikleri satışlarla da değerlendirir. Elde ettikleri gelirle ekonomik destek sağlamak amacıyla çeşitli projeler yürütürler. Özellikle Noel döneminde, büyük bir özenle ve cömertlikle hazırladıkları hediye paketlerini keyifle ihtiyaç sahiplerine sunarken, siz Ramazan Bayramı’nda oruç tutmayan veya dininizden olmayanları dışlayıp hatta öldürdüğünüzü hatırlıyor musunuz?
Sizlere iş bulmak, dil öğrenmenizi sağlamak (üstelik bunun için üzerine para da veriyorlar) ve verdikleri sosyal yardımlarla hayata tutunmanıza yardımcı olmak için ellerinden geleni yaparlarken, sizin kaçak işlerde çalışarak elde ettiğiniz geliri helal buluyor musunuz?
Hıristiyan bir ülkede nerdeyse tüm marketlerde müslümanlar için helal ürün reyonları bulunduran, Ramazan ayında bunun çok daha ileri taşıyan ve başbakanının tüm dini bayramlarda özel mesajlar yayınlayarak sizi onore ettiği bir ülkede yaşarken ; sizden olmayanlara karşı ne kadar acımasız ve tahammülsüz olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Onca Müslüman ülke dururken, gayrimüslim ülkelere gelip sonra da etin helalini, yoğurdun jelatinsizini ararken komik duruma düştüğünüzü düşünüyor musunuz? Kardeşliği, eşitliği, yardımseverliği, hoşgörüyü ve yardımlaşmayı ‘gâvur’ülkelerde öğrenmeniz dileğiyle.