Güneş ışığı, dalga boyuna ve deri yüzeyinin yapısal özelliğine göre (derinin kalınlığı, nem oranı, yaşı ve rengine bağlı olarak) deriden kısmen geri yansırken, derine de geçebilen ve dokuda dağılabilen bir fiziksel ajandır. Ultraviyole ışınlarının insan sağlığı ve deri üzerinde çok önemli etkileri bulunmaktadır.
Ultraviyole, bronzlaşma olarak da bilinen deri renginin koyulaşmasına yol açarken, deri hücrelerinin DNA’sına zarar vererek kanserojen etkiler de oluşturabilmektedir. Kanserojen etki, kişinin yaşına, derinin rengine, güneşe kalma süresine ve ırka göre farklılıklar göstermektedir. Deri rengi koyu olanlar, açık tenlilere göre güneş ışınlarına karşı daha dirençlidirler.
Yerküreyi etkileyen iklimsel değişimler, güneşin ultraviyole ışımasının global artışı ve stratosferdeki ozon tabakasının azalması, günümüzde deri kanserlerinin artmasının temel faktörlerindendir.
Dünyaya gelen güneş enerjisinin yalnızca 2/3’ü atmosferden geçerek yeryüzüne ulaşır. Bunun da yalnızca %5’i ultraviyole enerjisi ve ışığıdır. Ultraviyole ışınlarının dalga boyu 100-400 nanometre arasındadır.
Güneş ışığı; gamma ışınları, X ışınları, görünür ışınları, ultraviyole ışınları, radyo dalgaları ve mikrodalga ışınlarını içerir. Derimizde bronzlaşma yapan ışın, ultraviyole ışınlarıdır. Özellikle de ultraviyole-A (UVA) ışınlarıdır. Bronzlaşma için kullanılan solaryum cihazları da UVA veren lambalardan oluşmaktadır.
Ultraviyole ışınları gözle görülmez. İnsan gözü sadece 440-760 nanometre arasındaki dalga boyuna sahip ışınları görebilir. Ultraviyole ışınları bu sınırların altındadır.
Ultraviyole ışınlarının hem yararlı hem de zararlı etkileri bulunmaktadır. Derimizde D vitamini yapımına, hücrelerin gelişmesi için bazı biyokimyasal ürünlerin sentezine ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine katkıda bulunurlar. Ancak aynı zamanda deride yanık, çil ve lekelerin oluşmasına, kollajen ve elastin liflerini kırarak cildin yaşlanmasına ve deri kanserlerinin oluşmasına da neden olurlar.
Güneş ışığına uzun süreli maruz kalmalar, deride yaşlanma belirtilerinin ortaya çıkmasına yol açar. Aynı zamanda pigmentasyon (lekelenme) düzensizlikleri oluşur. Deride incelme, elastikiyet kaybı, ince ve kalın çizgilerin oluşması, kızarıklıklar (rozasea hastalığı oluşmasına yatkınlık yapar), yüz ve boyun bölgesinde ince kılcal damarların belirginleşmesi gibi pek çok olumsuz belirti gözlenebilir. Özellikle kuzey ırkına mensup ve açık tenli bireylerde bu yan etkiler daha fazla ve erken yaşlarda görülmektedir.
Güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunmak için;
• Işınların en yoğun olduğu öğlen saatlerinde dışarıda kalmamak,
• Dışarıya çıkmadan 20 dakika önce güneş koruyucu kremler sürmek,
• İnce ve açık renkli kıyafetler giymek,
• Hızlı ve ani güneşlenmelerden kaçınmak,
• Mümkün olduğunca şapka kullanmak gibi önlemler alınmalıdır.
Güneş kremlerinin koruyucu etkileri ortalama 3-4 saattir. Daha uzun süreli dışarıda kalmalarda krem uygulamasını yenilemek gerekir.
İyi bronzlaşmak için güneşlenme süresini 15 dakika ile başlamak ve her gün 5 dakika artırarak devam etmek en doğru yöntemdir.
Cildinizi dermatoloğunuza emanet edin.
Dr. Ahmet Akdaş
Cilt Hastalıkları Uzmanı