AĞAÇTAKİ KIZ
08 Mayıs 2025

Torbacı Dodo, İnek hırsızı olarak tanınan Osman, kendi çocuklarını katletmiş Sinan… Kamuoyunda sabıkalarıyla tanınan bu kişiler gündüz kuşağına karım evden kaçtı diye çıkması gerekirken biri Sinan Ateş’i öldürüyor, diğerleri CHP genel başkanlarına yumruk atıyor. Her alanda vasatın iktidarı söz konusu. Gerçekten ellerindeki “insan” kaynağı bu kadar mı tükendi?

Eskiden öyle miydi? Beyaz Toroslar vardı… Yeşil vardı…Çatlı vardı…. Malatyalılar M. Ali Ağca ve Oral Çelik’ten“En akıllımız cumhurbaşkanı oldu. En delimiz Papa’yı vurdu” diye bahsederlerdi.

Uğur Mumcu suikastından sonra Güldal Mumcu’yu evinde ziyaret eden Mehmet Ağar ‘Bir tuğla çekersem duvar yıkılır’ derdi. Her şeyi taşeronlaştırıldığı bugünkü sistemde siyaseten gözdağını verme işi de müptezellere ihale edildi sanırım.

Protokolde 4. sırada olan anamuhalefet partisi başkanının arabasını kapalı otoparka almayan yetkililer, Özgür Özel’inplanlı bir saldırıya uğramasına imkân vermişlerdir. Bu bir gözdağıdır. Kendi çocuklarına bunu yapan Sinan… eğer meydanlardan çekilmezsen…

7 Haziran 2015 seçimlerini hatırlayalım. AKP, iktidara geldiği 2002 seçimlerinden sonra ilk kez parlamentodaki tek başına iktidar çoğunluğunu kaybetti. Seçimler kasım ayında yinelenecekti ama bunun için koşulların olgunlaştırılması gerekiyordu.

Saldırıların ilki 20 Temmuz'da, Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde yaşandı. Kobani'ye yardım göndermek için toplanan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerinin basın açıklaması yaptığı sırada intihar saldırısı düzenlendi. IŞİD tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısı sonucu 33 kişi yaşamını yitirdi. Suruç saldırısından iki gün sonra, 22 Temmuz'da ise Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde iki polis evlerinde başından vurularak şehit edildi. Hala faili belli olan meçhullerden…

7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye, tarihinin en kanlı olaylarından birini de 10 Ekim'de yaşadı. "Türkiye tarihinin en kanlı saldırısı" olarak kayıtlara geçen olayda 103 kişi hayatı kaybetti, 500’den fazla kişi yaralandı. Ve kasımda seçimler yinelendi.

Ağaçtaki Kız işte bu süreci anlatıyor. Şebnem İşigüzel“Öldürülen çocuklar ve gençler için…” diye başlıyor romanına. Arkadaşları Suruç’ta katledilen 33 gençten biri olan Derin’in dış dünyanın kıyımına dayanamayıp kendini ağaca saklamasıyla başlayan yalnızlık, aidiyet, varoluş üzerine bir roman. Hele o ağaçta Yunus ile karşılaşması...

Yunus otelde çalışan bir Kürt genci ve Derin’e yardım ediyor… Ağaçtan inmesi ve hayata karışması için. Başarıyor da. Birlikte ağaçtan iniyorlar. Bu olay bana Yaşar Kemal’in şu sözünü hatırlattı: “Türk'ün Türk'ten başka dostu var. Gizli saklı değil. Malazgirt'ten bu yana Kürtler Türklerle dost.” Kardeşlik hukukuyla yan yana.

Kürtler de Türkler gibi yinelenen çözüm sürecinden haberdar değiller. Ne çıkacak diye demeç takip ediyorlar. Ama “Kent Uzlaşısı” daha yenilerde hapse atılmışken, bu hukuksuzlukları protesto edenler İstanbul Üniversitesi’nin önünde karanlıkta bırakılmışken… Ekrem İmamoğlu’nun diploması iptal edilmişken…

Bunca baskının ortasında sadece Kürtlere demokratik bir ülkenin olacağını düşünmek Ağaçtaki Kız’ın hayal gücünü bile zorlayabilir. Öyleyse ayaklarımız yere sağlam basmalı.Yan yana ve omuz omuza Deniz Gezmiş’in son sözlerindeki gibi “Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi!”


Seç